Sevgi’yi Tanrı Kabul Eden Filozoflar

Serdar Kuş
3 min readJan 15, 2024

--

Merhaba, bu yazımda Yanlışlanabilir Tanrı fikriyle ilgili, bu fikrin atalarından olabileceğini düşündüğüm felsefecileri ve teorilerini paylaşacağım. Henüz bu yazılarımı okumadıysanız bu veya bu yazıdan başlayarak, eklerinde bulunan yazılardan ilerleyebilirsiniz.

Yine de birkaç cümleyle kısaca bahsedeyim. Benim yarattığım fikirde, sevginin, evrenin doğasını aşan bazı özellikler taşıması sebebiyle, şayet evrende tanrısal bir varlık varsa bunun kendisi olabileceğini öne sürüyorum. Ancak isminden de anlaşılacağı üzere(yanlışlanabilirlik), benim motivasyonum tamamen iddiamı mümkün olan en somut şekillerde kanıtlamak olduğu için, içerik genel olarak teknik bir içerik oldu. Başlıktan da anlaşılacağı üzere benim fikrim bu filozoflarla ortak bir noktada buluşup anlaşan fikirler, yani sevginin tanrısallığı konusunda. Ancak benim tanrı kavramımla bu filozofların ifade ettiği tanrı kavramı aynı şeyler değil tam olarak, yazının en sonunda bu konuya vurgu yapacağım.

Şimdi biraz gerilere gidecek ve benim fikrimin ilkel ataları olduklarını düşündüğüm filozoflardan ve fikirlerinden bahsedeceğim. Tanrısal varlık ve sevgi ilişkisine değinen pek çok filozof var. Ancak sevgiyi tanrının bir özelliği gibi kabul edenleri liste dışı bırakıyorum. Benim bahsedeceklerim bizzat sevgiyi tanrı olarak ilan eden, sevginin tanrının kendisi olduğunu öne süren filozoflar;

Fichte

Fichte’ye göre bizzat irade, sevgiden çözülüp çıkmıştır, sevginin bir türevidir. Sevgi, Ben ve Ben-olmayan diyalektiğinin güdümleyicisidir. Öyle ki sevgi, cansız varlığa bir ikinci varlık gibi katılır. Ve o bunu, kendini gören ve bilen Ben aracılığıyla yapar. Sevgi akıl ve duygu varlığı olarak bölünmüş Ben’i tekrar birleştirir.

Sevgiden yoksun Ben, soğuk ve hiçbir ilgi duymaksızın kendisini seyreden Ben’dir. Böyle bir Ben, Tanrı’yı da hissetmez. Tanrı’ya sevgiyle ulaşılır ve Tanrı zaten “salt sevgi”, “gerçek sevgi”dir. Sevgi çeşitleri, diğer birçok filozofta olduğu gibi, Fichte’de de bir ve aynı kaynaktan çıkmışlardır. Tanrı sevgisinin yanında, bireysellikten öteye egoizme tutuklanmış ve geçici kalan sevgi çeşitleri vardır.

Fichte, benim ipuçlarını birleştirmek suretiyle ulaştığım nihai sonuca bu farklı şekillerde ulaşmıştır bu fikirleriyle. Ancak ben sevgiyi sadece iki gruba ayırıyorum, doğal sevgi, ve aşkın(doğaüstü) sevgi sınıflarıyla.

Schelling

Schelling, Spinoza’nın etkisinde, sevgiyi temel kozmik kuvvet sayar. Öyle ki, sevgi her şeydir; hatta form verici ilke olarak Tin’den bile yüksektir.

Schleiermacher

Schleiermacher, cinsel sevgiyi bile Tanrı sevgisinden çıkarsar. Onun bu konudaki ünlü sözleri şöyledir: “Tanrı sevenin içinde olmak zorundadır. Sevgi, Tanrı’nın insanı kucaklayıp çepeçevre sarışıdır, onunla bir olmasıdır. Bu nedenle sevgi aynı anda toplumsal olarak da hissedilir ve istenir. Ben Tanrı‘da ve dolayısıyla sevgide içerilmiş bu coşku ve gizem olmadan hiçbir cinsel arzunun, şehvetin olamayacağını kabul ediyorum.

Schleiermacher’in bu görüşü daha sonraları, cinsel birleşmede Tanrı’ya ulaşmanın bir yolunu bulduklarına inanan bazı tarikatlere yol göstermiştir. Din, Schleiermacher için, evrenin tinsel yoldan seyridir. Fakat bu seyir, insanlığın tinsel yoldan seyri de olur. O şöyle der: “Çünkü evreni seyretmek ve dine sahip olmak için insan önce insanlığı bulmak zorunda kalmıştır ve o bunu ancak sevgide ve sevgi aracılığıyla bulabilir.

Benim Schleiermacher hakkında yapacağım tek eleştiri yine sevgi grupları sebebiyle olabilir. Cinsel anlamdaki sevgi benim teorimde doğal sevgi sınıfında değerlendirilen bir sevgi türüdür.

Malebranche

Malebranche Descartes’ın yöntemsel şüphesinden yola çıkar, fakat Descartes’ın vardığı sonuçlardan farklı sonuçlara varır. Şüpheyi yaşayan ve bilen, “düşünüyorum”da (ego cogito) içkin halde verili olan Ben’i tanımakla kalmaz; aynı zamanda ve aynı açıklıkla, sevgi yoluyla sonsuzca yetkin olan özü, Tanrı’yı da hisseder. Onun hissettiği Tanrı, kendisi dolayımında kendisini seven Tanrı olarak, “salt sevgi”dir. Bir başka deyişle Tanrı, özü itibariyle “salt sevgi”dir.

Sonuç

Burada benim fikrime benzer fikirlerde olabilecek filozoflardan ve fikirlerden bahsettim. Ancak tüm bu yukarıda belirttiğim fikirlerden beni ayıran en önemli fark; ben fikrimi üretirken, bu filozofların aksine, teolojik ön kabulleri kullanmadığım için, “tanrı” ismiyle sadece tanrısal veya doğaüstü olabilecek varlık demek istiyorum, böyle bir anlamı işaret ediyorum. Teolojik bağlamdaki tanrı kavramı gibi, yaratıcı ve tapınılması gereken bir tanrı gibi bir kavram değil. Ben sadece işaret ediyorum o kadar. Bu yüzden benim fikrim bir teoloji değil, daha çok bilim.

Not: Yukarıdaki felsefecilerden bahsederken Doğan Özlem’in kavramlar tarihi isimli kitabını kaynak olarak kullandım. Sevginin tarihi hakkında biraz daha geniş bir özeti okumak isterseniz, yine bu kitaptan derlenmiş olan aşağıdaki içeriği okuyabilirsiniz.

--

--

Serdar Kuş
Serdar Kuş

Written by Serdar Kuş

Herkes herkesten sorumludur. Olmalıdır!

No responses yet