Üstinsan’ın trajedisi
Merhaba, bu yazımda çocuklardan ve Nietzsche’in üstün insanı arasındaki bağlantılardan bahsedeceğim. Çocukların ve yetişkin bir insan oluncaya kadar gördükleri işkence sebebiyle kaybettikleri üstün vasıflarından.
Nietzsche aslında böyle demek istemedi diyebilirsiniz, normaldir. Nietzsche yorumcuları genelde birbirinden farklıdır. Benim yorumum da bu şekilde.
İçerik biraz Nietzsche’ci bir içerik olacak. Hem Nietzsche’in üstün insan tanımını biraz daha açmak hem de çocukların neden üstinsan olduğunu ve neden bu özelliklerini yetişkin oluncaya kadar kaybettiklerini açıklamaya çalışacağım. Mümkün olduğunca sade ve yalın bir açıklama olacak. Okuyan herkesin faydalanabileceği bir içerik çıkarmayı hedefliyorum.
Bir görselle başlamak istiyorum. Biliyorum ki doğru zamanda doğru yerde gösterilen bir görsel, bir fikri sayfalarca açıklamaktan çok daha etkilidir.
Fotoğraf Twitter’da rastgele önüme çıktı. Anladığım kadarıyla kaynağı Hindistan. Kurban bayramı sebebiyle kesilen bir koç ve içindeki çocuksu umutla koçun kesik başına su verip ona yardım etmeye çalışan bir çocuk. Henüz bir yetişkin olmadığı için kesilen bir hayvana duyduğu üzüntü, dini ritüellerin verdiği hazdan daha baskın.
Tam anlamıyla ışıldayan pırıl pırıl bir insan. Bu çocuk yetişkin oluncaya kadar yıllarca başta kendi ebeveynleri olmak üzere çevresi; içindeki sevgiye durmaksızın saldıracaklar ve sonunda kazanacaklar, onu yok edecekler. İşkence öyle yoğun olacak, öyle de sıradanlaşacak ki; çocuk bir yetişkin olduğunda bunun hayatın doğal bir süreci olduğuna kanaat getirip kendi çocuklarına da aynı işkenceyi uygulayacak. Dini kültürlerin hüküm sürdüğü tüm yerlerde süreç böyle işleyecek. Her şekilde mükemmel doğan insan uzun yılları alan sistematik işkenceler sonucunda kimliğini kaybedecek..
Ancak durum medeni olduğunu düşündüğümüz topraklarda da pek farklı değildir. Yukarıdaki görselde bulunan çocuğun ebeveynleri ve çevresi ne kadar yaptıklarının farkında değillerse diğerleri de öyledir. Tersi olsaydı şayet; yani insan bozulmasaydı, çocuksu bir sevginin hüküm sürdüğü bir gezegende savaşların açlıkların kıtlıkların yaşanmasının bir yolu olamazdı.
Nietzsche’in bahsettiği üstinsan modelini yakalamak için, üstinsan sınıfına atlayabilmek için aslında yapmamız gereken şey sadece onun yaşamasına izin vermekten ibarettir. İlkelliğimizin, vahşiliğimizin farkına varmaktır. O(üstinsan) zaten vardır. Nietzsche bu yüzden üstinsanı tarif ederken çocuk metaforu kullanır. Bahsettiği üstinsan, karmaşık yapıları ve kavramları olan yeni bir kültüre sahip olan yepyeni bir insan türü değildir, bir çocuktur. Bir çocuğun sevgisinin potansiyelidir.
Aşağıda konuyla ilgili olabilecek bir içerik daha bırakıyorum.