Simülasyonu gözlemlemek
Merhaba,
Bu içeriğin konusu simülasyon teorileri ve deneysel bir teori üzerine odaklanacak. Evrenin bir simülasyon olup olmadığını anlamaya ve bunu kanıtlamaya çalışacağım. Daha sonra benim yapmış olduğum bir de deneyden bahsedeceğim. Ancak barındırdığı yüksek psikopatolojik potansiyel sebebiyle bu deneyi kimseye tavsiye etmiyorum. Tahtalardan birkaçını kaybedebilirsiniz. Sorumluluk size aittir.
Evrenimizin simülasyon olup olmadığını evrenin kendi içindeki kurallar vasıtasıyla anlayamayız. Çünkü bu kurallar da simülasyonun bir parçasıdır. Ancak bu kuralları anlık da olsa bozabilmemiz mümkün(deneyimiz de bununla ilgili). Oluşan hatayı ve simülasyonun exception handling süreçlerini inceleyebiliriz ve bu sayede tersine mühendislik mekaniğiyle içinde bulunduğumuz simülasyonun yapısı hakkında fikir sahibi olabiliriz. Benim maça yemedi açıkçası hatayı tekrar tekrar yaratmaya. O yüzden bozulmadan sonraki süreç hakkında şu diyemiyorum.
Burada yazdığım kitapta anlattığım kurallar gereği varlığımızın özü bilgi ve maddenin etkileşimidir. Yine bu kitapta yazdığım üzere(bazı bilim insanları da bu tezi destekliyor) varsayımlara göre hareket edebildiğimiz için evren kapalı bir sistem olmasına rağmen bu sayede sürekli yeni bilgiler yaratıyoruz. Yarattığımız bilgi tam olarak kütlesi olan bir enformasyon gibi olmasa da maddeye olan etkisi sebebiyle enformasyonla arasındaki sınır oldukça bulanık.
İşte kullanacağımız şey bu bağımlılık olacak. Şayet simülasyonun içindeysek onu ancak bozarak gözlemleyebiliriz ve bozmamızın tek yolu da işe yaramaz yeni bilgi girişleri yaratmak ve bu bilgileri maddeyle etkileşime geçirmek. Evren bir simülasyonsa şayet, evrende hiçbir bilgi kullanılamaz çöp sınıfında olmaması ve sistemin böyle bilgileri tespit edip düzeltmesi gerekiyor.
Bu varsayımların doğruluğu da neredeyse kesin, çünkü;
- Her simülasyonun bir numaralı önceliği tutarlılık olmalıdır.
- Her simülasyonun tutarlılığı korumak adına aldığı önlemler olmalıdır.
Bizim yapacağımız şey ise tutarsızlık yaratmak. Yine evrensel bir kural olarak bilgi yaratılabilir ama yok edilemez sadece override edilebilir, o yüzden simülasyonun yapacağı şey de budur, düzeltme. Bu sebeplerden evren simülasyonu bu bilgileri alıp yeniden yorumlayıp kullanmak isteyecek ve bu sayede buradaki hata giderilmiş olacaktır. Burası da gözlem yapacağımız yer oluyor. Ürettiğiniz işe yaramayan bilgilerin işe yarayan bilgi sınıfına dahil oluncaya kadar arada geçen süreç.
Aslında bu gözlem bize yine simülasyonun mekaniği hakkında o kadar fazla bilgi vermez. Ancak şundan emin olabiliriz. Elimizdeki deneysel argümanlarla simülasyon vardır veya yoktur diyebiliriz. Bu çok büyük bir şey.
Deney
Deneyimize gelelim. Tekrarlıyorum, kimseye tavsiye ettiğim bir deney değil. Bazı şeyler karşısında bilimkurgu filmlerinde farklı şeyler hissediyor olsak da, iş deneyimin kendisine gelince bambaşka bir hale gelebilir işler. Bunun sebebi de varlığımızın özündeki varoluşu koruma güdüsü ve bu sistemin çaldığı alarm. Ama o başka mesele, şimdi oralara girip konuyu dağıtmak istemiyorum.
Yukarıda evren şayet bir simülasyonsa bu simülasyonu gözlemlemenin tek yolunun onu(olabildiği kadar) bozmak olduğunu ve bunu da işe yaramaz bilgiler üreterek başarabileceğimizi söylemiştim. Peki nasıl yaratılacak işe yaramaz bilgiler?
İşe yaramayan bilgi sizin işinize yaramayan bir eyleminizle yaratılabilir. Bir şey yapacaksınız, bunu da rutin halde yapacaksınız, ama yaptığınız şey sizin için hiçbir şey ifade etmeyecek. Bu sayede eylem yaptığınız için bilgi yaratmış olacaksınız, ancak bu bilgi sizin işinize yaramayacağı için evren için de işe yaramaz bir bilgi sınıfında olacak.
Böyle bir eylem nasıl mümkün olabilir derseniz; örneğin yanınızda devamlı bir nesne taşıyın ama bu nesneye hiçbir anlam yüklemeyin ve sıradan bir nesne olsun, kibrit çakmak veya kalem gibi bir şey. Ancak bu nesneyi sık yaptığınız bir eylem sırasında(mesela çay veya kahve içerken) alın elinizde çevirin veya çıkarın masaya koyun. Bunu bir hafta 10 gün boyunca rutin olarak yapmaya devam edin. Unutmayın bu eylemlerin sizin için hiçbir anlamı olamalı. Ancak bu eylemlerinizi göz önünde yapmamaya çalışın veya sıra dışı bir eylem yapmayın. Bir arkadaşınızın dikkatini çekerse bilgi yine işe yaramaz sınıfından çıkacaktır ve dolayısıyla hata’yı oluşturamayacaksınız.
Bu dediğim eylemi bir hafta on gün boyunca tekrar ettiniz diyelim. Şimdi önümüzde iki sonuç olasılığı var.
- Siz bir hafta on gün boyunca bu anlamsız eylemi yaptığınız halde eylem sizin için hala anlamsızdır ve bu yüzden simülasyon denen bir şey de yoktur.
- Bir hafta 10 gün içinde bu anlamsız faaliyetleriniz ilginç bir şekilde ilk başladığınız gibi “anlamsız” değildir artık. Ama batıl bir inanç geliştirmişsinizdir ama başka bir tesadüf sonucu yaptığınız eylemle arada bir bağlantı kurmuşsunuzdur orası fark etmiyor. Önemli olan bilginin anlam kazanması ve işe yarar bilgi sınıfına geçiş yapması. Bu da simülasyonun oluşan hatayı tespit edip düzelttiği anlamına geliyor. Yani yaptığınız eylem aynı olmasına rağmen ürettiğiniz bilgi artık hiçbir işe yaramayan bir bilgi değildir.
Ben iki kez çalıştırdım bu deneyi ve hepsinde de ikinci sonuç çıktı ve anlamsız bilgiler kesinlikle anlamsız kalamadı. Tahmin ettiğim gibi. Çünkü başarılı bir simülasyonun böyle yükleri kabul etmemesi gerekiyor.
Yazımı bitirirken biraz da bahsettiğim simülasyonun tanımına değinmek istiyorum. Bu evren simülasyonu büyük ihtimalle bildiğimiz sanal sümülasyonlar gibi değil tam olarak. Bizim simülasyonlarımızın aksine madde bu simülasyonun parçası olabilir. O yüzden simülasyonda olsak bile elektronik bir kartın içindeki dijital bir varlıktan ibaret olmayabiliriz.