Simülasyon ve Foton ilişkisi

Serdar Kuş
3 min readSep 1, 2024

--

Merhaba,

Bugün kafama takılan bir konu oldu ilginç sonuçlara ulaştım. Ulaştığım sonuçlar benim için öylesine şaşkınlık vericiydi ki bir süre öylece kaldım diyebilirim. Sıcağı sıcağına bir içerik yazmak istedim bununla ilgili.

Buradaki kitabımda yazdığım bilgi sisteminde, kütlesiz bilgilerle fotonların bazı ortak özellikler taşıdığını fark ettim ve üzerinde düşünmeye başladım. Benim bilgi sistemimde makro düzeyde çalıştığı kesin olan mekanik, acaba atom altı ortamda da aynı şekilde çalışıyor olabilir miydi?

Bu şüphe benim kütlesiz bilgi olarak tanımladığım bir bilgi türü ile foton’un benzer davranışlar göstermesi sebebiyle oluşan bir şey. Önce benim sistemimdeki kütlesiz bilgiden herkesin anlayacağı şekilde kısaca bahsedeyim;

Bir yaz gecesi balkonunuzda oturduğunuzu düşünün. Masanızda bir de çakmak olsun. Ertesi gün güneş doğunca masada olan çakmağı almayı unutacağınızı düşünerek çakmağı aldınız ve cebinize koydunuz. İşte kütlesiz bilgi bu düşüncenin kendisidir. Çakmak ile güneş henüz etkileşime geçmemiştir. Henüz ortada bir tehlike yoktur, ama siz ertesi gün olabilecek bir riski ortadan kaldırmak adına çakmağı masanın üzerinden aldınız.

Şimdi çakmağı masanın üzerinden kaldırma fikrinizin kendisine, kimliğine, doğasına odaklanalım.

  • Bu fikrin varlığı kesin midir? Evet, çünkü düşünmüşsünüzdür.
  • Peki bu fikir uzay zamanda yer kaplar mı? Hayır.
  • Peki uzay zamanda yer kaplamayan bir şey madde ile etkileşime geçmiş ve enformasyonu manipüle etmiş midir? Evet. Çünkü çakmağı almış ve cebinize koymuşsunuzdur. Evrende teknik olarak var olmayan bir şey, evrenin yapı taşlarıyla etkileşime girmiştir.

Şimdi şu şekilde itirazlar gelebilir: “Ama zaten evrenin içkin yapısından doğan bir olasılık üzerine gelişen tahminler.” diyebilirsiniz. Ama bu bağımlılık o kadar da kuvvetli değildir. Mesela yarın gökyüzünden bir vampir geleceği fikrini üreterek masanıza sarımsak bırakma fikri de üretebilirsiniz veya dış evrenlere bir portal açılacağını düşünerek bir şeyler yapabirsiniz.

İşte benim sistemimdeki kütlesiz bilgi bunlara benzer. İnsan hayvan vb. hareketli işlem güçleri sürekli bu bilgileri üreterek evrende tutarsızlık yaratır. Deyim yerindeyse, bu bilgiler evrenin içkin yapısı içinde, evrenin kapalı devre içkin yapısıyla uyumlu, ama aynı zamanda bu hareketli işlem güçlerinin yoktan var ettiği şeylerdir. Aşağıdaki içerikte bu konuyla ilgili daha detaylı olabilecek bilgiler mevcut.

Şimdi bu mekaniği aklımızın bir köşesine kaydedelim ve çift yarık deneyindeki fotonların davranışlarını düşünelim.

  • Fotonların varlığı kesin midir? Evet. Çünkü ışık kaynağından açtığımız ışık bir delikten geçip karşısındaki duvara vurmaktadır. Kendisini henüz spesifik olarak gözlemleyemedik ama bu sebepten varlığından eminiz.
  • Fotonların uzay zaman içindeki var mıdır? Varsa neye benzer? Var olduklarını düşünüyoruz çünkü çıplak gözümüzle bile ışığın davranışlarını görebiliyoruz. Ancak çift yarık deneyindeki davranışları sebebiyle kimliği ve doğası hakkında o kadar emin değiliz. Bazen parçacık gibi davranıyor, bazen dalga gibi.

Peki fotonlar yukarıda benim bahsettiğim bizim ürettiğimiz kütlesiz bilgiler gibi sadece sanal bir iş yüküyse? Veya tek başına değilse ve yanında bu işi yapan başka şeyler varsa? Tıpkı balkonda gece masanın üzerinden aldığımız evrenin bir parçası olan çakmak ve uzay zamanda yer kaplamayan evrende aslında var olmayan fikrimizin arasındaki ilişki gibi. Atom altı bir seviyede böyle bir ilişki ağı varsa? Işık hızı ortamında zamanın farklı bir yapıya sahip olduğunu kabul edersek, ışık

İşte bu varsayımla hareket ettiğimizde ışığın neden böyle davrandığı da makul bir zemine oturuyor. Atom altı parçacıklar da tıpkı bizim gibi varsayımlar üreterek kütlesiz bilgiler yaratıyorlar ve bu varsayımlar da bizim fikrimizin çakmak ile olan ilişkisi gibi bir yerde enformasyon ile bağlanıyor.

Yani kuantum dünyasında “süperpozisyon” olarak adlandırdığımız şey aslında bir tür “standby” durumu olabilir. Biz ölçüm yaptığımızda parçacıkların state’lerinin sabitlenmesinin sebebi de parçacıkların enformasyona bağlanması sonucuyla gerçekleşen bir şey olabilir. Çift yarık ve kuantum dolanıklık deneylerindeki acayiplikler bu şekilde düşündüğümüz zaman akla mantığa uygun bir zemine oturuyor. Yoksa kuantum dolanıklık deneylerinde bu parçacıkların ölçüm bırakıldığında tekrar süperpozisyon durumuna gelmesi gerekiyor, ama bu böyle olmuyor, parçacıklar sabitleniyor. Ölçümün önemli bir mekanik olduğu çok açık. Ancak bu nasıl deneysel hale gelebilir, hiç bir fikrim yok.

Buraya kadar bunların doğru olduğunu kabul edersek, bu da bizi şöyle bir şaşırtıcı yere çıkarıyor. Eğer atom altı boyuttaki varlıklar, tıpkı makro boyutlardaki işlem gücü kendisine atanmış hareketli işlem güçleri gibi(insanlar hayvanlar vb.) kütlesiz bilgiler yaratabiliyorsa, içinde bulunduğumuz evrenin bir tasarım olduğu neredeyse kesin.

Takip edenler bilir, bayadır simülasyon evrenleriyle ilgili düşünüyor ve içerikler üretiyorum. Ama hipotezlerin içlerinde en somut olabileceğini düşündüğüm kanıt bu. Bugünüm bir süre şaşkınlıkla geçecek galiba.

Güncelleme: Bu hipotezler doğruysa, bu hep aradığımız kuantum dünyası ve klasik fizik arasındaki bağlantı anlamına da gelebilir arkadaşlar. Veya tamamen saçmalıyorum tahtalardan birisi daha gidiyor olabilir benim.

Güncelleme. Bu yazdıklarım çöp olabilir arkadaşlar. Aşağıdaki linkte ChatGPT ile yaptığım sohbetteki mesele daha mantıklı görünüyor. https://chatgpt.com/share/ddbbc4f6-7fb0-4de5-9f0a-47ab89eee3c2

--

--