Sevgi ve Nolan Filmleri

Serdar Kuş
3 min readDec 29, 2023

--

Merhaba, bu yazımda Christopher Nolan ve çektiği filmlerde dikkatimi çeken sevgi & zaman ilişkisinden bahsedeceğim. Sonlara doğru bu içeriği benim fikirlerim ile karşılaştıracağım.

Amatör de olsa bu işlerin içinde birisi olarak şöyle bir şey iddia edebilirim; maddi kaygılarla iş yapmayan yönetmenlerin iş yapabilmesi için bir derdi olmalıdır. Bu dert; bazen bir siyasi mesele, bazen bir psikolojik fenomen, veya en son Zeki Demirkubuz ve Nuri Bilge Ceylan tartışmasında gördüğümüz gibi, bir başka insan olabilir.

Şimdi çektiği filmlere bakarak Nolan’ın derdi nedir acaba diye merak edip düşünürsek, zaman sonucuna ulaşmamız pek zor olmayacaktır herhalde. Ancak ben meselenin tek başına zaman olduğunu düşünmüyorum. Çünkü zaman temalı Nolan filmlerinin çoğunda yoğun bir sevgi odağı bulunur. Bu ya bir aşktır veya ebeveyn çocuk ilişkisidir. Bunlara da klişe der geçeriz. Ancak Nolan’ın bu unsurları sadece boşluk doldurmak amacıyla kullandığını sanmıyorum, ki bazı yerlerde ipuçları bırakıyor bununla ilgili bize. Interstellar filminden hatırladığımız “zaman ve mekanı aşabilen tek şey sevgidir” repliği gibi. Ancak herkes, bu sahneyi, bir tür romantizmle ilişkilendiriyor, şiir gibi dini olabilecek ifadelerle yüceltilmiş bir abartı, bir güzelleme olarak ele alıyor. Aslında bu tamamen teknik bir konu, Nolan burada tamamen teknik bir şey açıklamaya çalışıyor. Detaylara geçmeden önce ilgili kesiti aşağıya bırakıyorum.

Zaman mekan ve sevgi ilişkisi

Bu içeriğin en sonuna koyduğum içeriklerde(yanlışlanabilir tanrı), bilimsel yöntemlerle sevginin iki parçalı doğasını açıklıyor, sevginin nasıl hem doğal, doğanın içinde olduğu halde, nasıl hem evrendeki en temel yasayı yok sayarak doğaüstü özellikleri olduğunu açıklıyorum. Bu özellikleri sayesinde, zaman mekan engeline nasıl takılmadığını örneklerle anlatıyorum. Benim ölmüş insana duyulan sevgi üzerinden kurduğum bağlantıların benzerlerini Nolan filmlerinde de kendi tarzıyla görüyoruz. Hem Interstellar’da hem Inception’da ölmüş bir insan ve ölmüş insanlara beslenen sevgi sebebiyle kopmayan, devam eden bir süreç var.

Benim ve Nolan gibi, sevginin bu ileri fazını deneyimleyebilen insanların ilk dikkatini çekecek olan konu da budur. Sevginin sahip olduğu zaman mekan bağımsızlığı, öznenin bu özelliğin deneyimlenmesi. Tabi sonra bunu anlatmak istiyoruz. Ben bunu bilim felsefeyle anlatmaya çalışıyorum, Nolan da filmleriyle.

Yazdığım felsefi ve bilimsel içerikleri son kullanıcı için daha sade ve anlaşılır kılmak adına, sevginin doğasına kısaca değinmek istiyorum yazımın sonuna gelirken;

Yaşadığımız evrende var olan her şey, tüm madde, olgular ve düşünceler, mükemmel bir şekilde birbiriyle ilişkilidir. Var olan bir şeyin varlık sebebi kendisinden önce var olmuş bir şeydir ve kendisi de kendisinden sonra bir şeyleri var edecektir. Dolayısıyla evrendeki her şeyin bu katı evrensel kurala uymasını beklemeliyiz. Ancak sevginin bazı durumlarda buna bu kuralı yok sayan bir tarafı var. Sevginin bu formu, herhangi bir tepki olmadan, veya olması gereken tepkinin tersi yönünde aksiyonlar gösterebiliyor. Bu da kendisini(sevginin bu formunu) evrendeki doğal olmayan, evrenin dışına ait olabilecek bir şey olduğunu kanıtlıyor. Evrensel kurallara uymadığı için de, evrenin bir başka katı kuralı olan zaman mekan bağımlılığı engelini de aşabiliyor.

Tabii ki bunu ilk deneyimleyen Nolan ve Ben olamayız. Tarih boyunca pek çok dini veya lokal kültürlerde sevginin insanlar üzerinde yarattığı benzer etkilerini görürüz. Bizdeki Mavlana figürü ve Mevlevilik kültürü örneğin. Ancak en mantıklı açıklamaları yapan kişiler olabiliriz galiba. Çünkü sevgiyi diğerleri gibi başka bir şeyin, bir tanrının parçası, onun bir etkisi olarak düşünmedik. Bu yüceliği bizzat sevginin kendisine verdik.

Aşağıda bu yukarıda bahsettiğim konulara ait felsefi ve bilimsel açıklamalar barındıran içerikleri bırakıyorum. Şayet insanlar birbirini yok etmemeyi başarırlarsa, bir gün bu farkındalığa erişecekler, ama bu ne zaman olur bilemiyorum. Ben ve Nolan gibi insanlara düşen ise payımıza düşeni yapmak kalıyor. Sırasıyla okumanızı tavsiye ederim. Şimdiden mutlu seneler!

--

--

Serdar Kuş
Serdar Kuş

Written by Serdar Kuş

Herkes herkesten sorumludur. Olmalıdır!

No responses yet