Nasıl yapmalı?

Serdar Kuş
3 min readOct 29, 2023

--

Merhaba. Bu yazım benim gibi ülkede ve dünyada yaşanan gelişmeler karşısında endişe duyan, ancak mevcut seçenekler arasında kendisine uygun bir topluluk bulamayıp bireyselliğin dışına çıkamayan arkadaşlar için olacak. Kendi felsefemin yani Modern Anarşizm’in propagandası şeklinde de olmayacak içerik, daha çok nötr kalıp mevcut resmi çizecek, problem tanımının ardından genel sonuçları derleyeceğim.

Örgütlenme sorunu.

En büyük problem kesinlikle bu, yani muhalefetin örgütlenme sorunu diyebiliriz. Muhaliflerin bu konuda başarısız olduğu su götürmez bir gerçek. Ters tarafa bakacak olursak, yani muhalifler olarak mücadele ettiğimiz kesimlerin örgütlenme hacimlerine ve stratejilerilerine; tarikatlar, hırsızlar, çeteler vb oluşumlar, biz ne kadar başarısızsak ters orantıda olacak şekilde o kadar başarılı. Bu sayede bu kadar baskın durumdalar.

Peki neden böyle oluyor? Muhalifler çok mu aptal, veya çok mu korkak? Radikal dinciler ve hırsızlar muhaliflerden daha mı akıllı?

Hayır, değil. Ancak ellerinin altında binlerce yılda oluşmuş, etkinliği doğrulanmış bir örgütlenme kültürleri, bir örgütlenme mekanikleri var. Bu mekanik, büyüme stratejileri esnasında, kime ne şekilde müdahale edileceğini, kimin ne şekilde kazanılacağını çok iyi biliyor. Bu sayede bu örgütler hızlı bir şekilde büyüyebiliyor.

Tüm bunlar karşısında muhaliflerin örgütlenme kültürü az buçuk sol kültürden besleniyor, ancak bu kültür henüz yerel bağımlılıklardan kurtulamadığı ve genel kurallara sahip olamadığı için işe yaramıyor. Muhalifler bu kültürü sentezlemeyi de başaramadı. Kendi yaratabildikleri kültürler de ahbap gibi apolitik olabilecek yapılar(ahbap’ı küçümsemiyorum, en sonlara doğru tekrar değineceğim).

Kısaca toparlamak gerekirse, örgütlenme yeteneklerini karşılaştıracak olursak, muhalifler mücadele ettikleri yapılar karşısında dramatik şekilde zayıflar. Bu da şu anlama geliyor. Bu böyle olduğu sürece, ülkenin kültürü, yaşam standartları, insan hakları vb. konularda ibre muhaliflerin istediği şekilde gitmeyecek. Bu neredeyse kesindir.

Çözüm ne olabilir?

Örgütlenme konusunda başarılı olan tüm gerici yapıları inceleyecek olursak, hepsinde gizli bir özne bulunur. Bu özne ekonomidir.

Tüm başarılı gerici örgütlenme yapılarında ekonomi tam merkezde bulunur. Örgüt kazandığı her yeni militanda bu karşılıklı faydacı ekonomi mekaniği çalışır, her yeni örgüt üyesi bu ekonomiye enerji ilave eder, bu ekonomiyi büyütür. Örgüte katılanların önemli bir kısmının ana motivasyonu ideolojik kaygılar değil, örgütün ekonomik potansiyelidir. İdeoloji sadece desteyleyici bir etkendir. Bu bahsettiğim ekonomi sadece kapital değer anlamına gelmez, bununla birlikte örgüt üyelerine hacime bağlı şekilde gelişen bir yaşam standardı, bir güvenlik sağlar. Üyelere sosyalleşme imkanı sağlar. Bunlar da dolaylı ekonomidir. Sosyalleşme potansiyeli duygusal bir yatırımdır.

Muhalifler, şayet mücadele ettikleri yapılarla aralarındaki savaşta galip gelmek istiyorlarsa, çözmeleri gereken en önemli problem, bu ekonomi mekaniği problemidir. Bu meseleyi çözemezlerse, her şey bu şekilde devam ederse muhalif örgütlerin 100 yıl sonrasını tahmin edebilmek için müneccim olmaya da gerek yoktur.

Şimdi muhalif bir örgüte yeni katılan bir üyeyle, örgütün arasındaki ekonomik ilişkiyi inceleyelim;

  • Yeni üye bir yerlere bağış yapmalıdır. Ancak bu bağışların akıbetini genelde sorgulayamaz, örgütün ekonomik faaliyetlerinde söz hakkı yoktur.
  • Yeni üye örgüt tarafından planlanan faaliyetlere katılım ağlamalı, bunun için enerji harcamalıdır.
  • Sınırlı örgüt faaliyetleri haricinde sosyalleşme imkanı da neredeyse yoktur. Üye örgüte rağmen yalnızlık çeker.
  • Yeni üye muhalifliği sebebiyle başı derde girerse, veya başka şekillerde ekonomik problemler yaşarsa örgütü bunun için hiçbir şey yapmaz veya kısıtlı destek verir.

Yukarıda kabaca belirttiğim üzere, yeni üyenin muhalif örgütle arasındaki ekonomik bağ, sürekli üyeyi sömürmek üzerine kurulmuş bir ekonomidir ve bu modellerin sürdürülebilir olmadığı da aşikardır. Muhalifler her ne kadar ideolojik kaygıları yüksek aydın bireyler de olsa, böyle bir sömürüyü kimse göğüslemek istemez.

Şimdi, “bu gerici örgütlerin ekonomisi nepotizm üzerinden, hırsızlık üzerinden, hukuksuzluk üzerinden yürüyor, bu mekaniği nasıl kendimize uygun olarak sentezleyebiliriz?” şeklinde itirazlar gelebilir. Çözülür arkadaşlar, ekonomi yaratmak için illa hırsızlık, hukuksuzluk yapmaya gerek yok. Yukarıda ahbap’tan bahsetmiştim kısaca, ahbap çok güzel bir örnek. Ahbap ve Haluk Levent, her ne kadar apolitik bir yapıya sahip olsalar da, bu örgüt, örgüt ekonomisi meselesinde önemli yol almış bir muhalif örgüttür ve bu yönüyle övgüvü hak ediyor.

Ancak, her ne kadar muhalif bir yapısı olsa da, Ahbap, apolitik duruşu sebebiyle bu problemin etkisiz elemanıdır.

Yani durum hem ümitsiz hem değil. Ümitsiz çünkü bu şekilde devam ettiği sürece muhalif örgütlerin başarılı olması imkansız. Ümitsiz çünkü, muhalif örgüt yöneticileri genelde tepeden inme vasıfsız yeteneksiz insanlar. Bu yüzden yıllardır yerinde sayıyor bu örgütler.

Ama tüm bunlara rağmen, bu bir ümitsiz vaka anlamına da gelmiyor. Çünkü elde bir çözüm var. Meydana gelmesi gereken tek şey, yetenekli insanlar ve yeterli kaynak ikilisinin doğru yerde, doğru çatı altında buluşması.

--

--

Serdar Kuş
Serdar Kuş

Written by Serdar Kuş

Herkes herkesten sorumludur. Olmalıdır!

No responses yet