Kapitalizm ve Doğa

Serdar Kuş
3 min readNov 2, 2023

--

Merhaba, bu yazımda kapitalizm ve doğa ilişkisinden bahsedecek, kapitalizmin sanılanın aksine yapay değil, doğal bir mekanik olduğunu, basit, somut, herkesin ek kaynağa ihtiyaç duymadan analiz edip doğrulayabileceği örneklerle açıklamaya çalışacağım.

Bugün kapitalizm, yapay, olmaması, yok edilmesi gereken bir olgu gibi karşılanıyor antikapitalist kitleler tarafından. Oysa bu durum tam olarak böyle değil. Kapitalizmin bel kemiği olan kar, zarar ve enflasyon dengesi, tarihin başlangıcından bu yana var olan bir şey. Bilim insanlarının yaptığı şey, bu doğal mekanikten daha fazla faydalanmak amacıyla, onu bilinç yüzeyine çıkarmaktan başka bir şey değildir.

Bugün antikapitalistlerin en çok sevmediği insanlar, modern kapitalizmin kurucusu olarak anılan Ayn Rand ve Adam Smith desek sanırım abartmış olmayız. Bence çok fena halde haksızlık yapılıyor bu isimlere. Bu konuya da başka bir yazıda geniş geniş değineceğim.

Bugün aile kurumunun nişanesi olan evlilik, esas itibariyle ekonomik kaygılar sebebiyle yaratılmış ve kabul görmüştür, insanların ortaklaşa kullandığı en önemli kültürlerden birisi haline gelmiştir. Her evlilikte evlilik öncesinde, evlilik seremonisi sırasında, evlilik töreni sonrasında, taraflar uzun bir süre kendi ekonomilerini birbirlerine uydurmaya çalışır. “Davul bile dengi dengine” diye bir sözümüz vardır, daha düne kadar “kız satma” diye diye bir deyim vardı.

Ama benim asıl sizi ikna edebileceğimi düşündüğüm kısım bu örnek değil. Satın alma gücü düşük, fakir kitlelerin bilinçsiz olarak uyguladığı bir kapitalizm mekaniği. Çocukların acımasız bir şekilde sömürüldüğü bir doğal vahşi kapitalist sistem;

Çoğunluğunu fakir insanların oluşturduğu hangi kültürü araştırırsanız araştırın, istisnasız hepsinde üreme frekansının satın alım gücü yüksek kitlelere göre dramatik şekilde yüksek olduğunu göreceksiniz. Bunun sebebi de salt bir cahillik değildir, ekonomidir, ekonomik kaygılardır. Fakir kitleler, zengin olan kitlelerden daha fazla üreme eğilimi içerisindedirler. Çünkü ellerindeki en iyi yatırım aracı çocuktur. Çocuk demek garantili işgücü kaynağı demektir, gelecek garantisi demektir.

Çocuk, fakir bir ailenin yapabileceği en iyi yatırımdır. Ancak yatırımcı, yatırımını uzun bir süre, amaca göre eğitmek zorundadır. Burada dinler imdada yetişir ve yatırımcıyı destekler. Yatırım, din ve din kökenli yerel öğretiler ile farklı şekillerde desteklenir. Bu kültürlerin dinleri, gelenekleri ne kadar farklı olursa olsun, hepsinin ortak bir özellikleri vardır. Anne babaya olması gerekenin tam tersi yönünde değer atfedilir, yani ebeveynlik sorumlulukları azaltılır ve çocuk doğmadan borçlandırılır. Çocuk, annenin karnında geçirdiği zaman için, ondan emdiği süt için anneye borçludur, babası ona yiyecek getirdiği için babasına borçludur, uzar gider.

Bu borç öylesine iyi tasarlanmıştır ki, çocuk ne yaparsa yapsın aslında bu borcu hiçbir zaman ödeyemez. Bu borç bilinci, çocuk büyürken din, sosyal çevre ve kültür vasıtasıyla sürekli kendisine aşılanır. Yatırım ebeveynler ve sosyal çevre tarafından yatırımcısına maksimum kar getirecek şekilde eğitilir. Bu uzun süreçte yatırım olması istenilen şekle dönüşür, yani yetişen birey hastalanır ve beyni yıkanarak ebeveynler ve sosyal çevre tarafından kendisine dayatılan borcu kabul edip benimser. Borç bilinci yerleştiğinde yatırım artık olgunlaşmıştır. Bu sayede ailenin, yani yatırımcının yatırımından maksimum verim alması garantilenir.

Kız çocuklarına ve kadınlara yüklenilen sosyal rollerin yapısı da tesadüfi olarak şekillenmiş kültürler değildir. Kadın çocuk yapar, yani kaynaktır. Bu yüzden değerlidir. Bu yüzden alınıp satılır, alınıp satıldığı için süslenir güzelleştirilir. Bugün kadınların(genel olarak tüm dişi varlıkların) güzel varlıklar olup, erkeklerin kaba saba varlıklar olmasının sebebi de aynı şeydir, aynı ekonomidir. Bu ve benzer özellikleri sebebiyle kapitalizmin kökü tarih öncelerine uzanır ve nesnesi de sadece insandan ibaret değildir, evrimin kendisi kapitalisttir. Başka bir yazıda özellikle bu meseleye değineceğim. Burada odağı dağıtmamak adına girmek istemedim.

Burada duygulardan arınmış bir şekilde bu mekanikten bahsediyor olsam da, aşağıdaki yazımda çocukların en büyük kurbanlar olduğu bu trajediden biraz daha detaylı bir şekilde bahsediyorum. Nasıl çözüm üretebileceğimiz konusu hakkında fikirler üretiyorum.

Alım gücü yükseldikçe, doğru orantıda ebeveynler daha fazla sorumluluk alır ve çocuk daha fazla birey halini almaya başlar. Ebeveynler daha fazla sorumluluk aldığı için, üreme frekansı da ters orantılı olacak şekilde düşer.

Buraya kadar görüldüğü üzere, tür olarak insan, kar zarar ve enflasyon denklemini tarihin başından beri kullanıp uygulamaktadır. Kapitalizm sonradan yapılmış bir icat, yapay bir şey değildir. Kapitalizm insanın doğasıdır. Her doğal olguda olduğu gibi, onun bir felakete dönüşmesi veya bir nimet haline gelmesi de bizim ellerimizdedir. Net olan şey ise, kapitalizmi radikal bir şekilde dışlamanın kesin olarak hatalı olduğu konusudur. Modern Anarşizm tüm bu sebeplerden kapitalizmi dışlamaz, ona uyum sağlar.

Antikapitalizm, antikapitalist sistemler, bu yüzden, yani doğayı dışladıkları için hiçbir zaman hayal edilen çıktıyı vermeyecektir. Doğanın karşısında duramazsınız, ancak ona uyum sağlayabilirsiniz.

--

--

Serdar Kuş
Serdar Kuş

Written by Serdar Kuş

Herkes herkesten sorumludur. Olmalıdır!

No responses yet