IIT nedir ve hangi yenilikleri barındırır?

Serdar Kuş
4 min readJan 10, 2024

--

Merhaba. Bu yazımda benim teorimle aynı kökten beslenip birbirine benzer tarafları olabilecek bir bilinç teorisinden bahsedeceğim. IIT yani Integrated Information Theory of Consciousness Theory. Teoriyi açıklarken benim teorimle aralarındaki farkları da aralara sıkıştıracağım.

Nedir bu?

Bu teori, Giulio Tononi tarafından 2000'li yılların başında geliştirilmiş. Teorinin geliştirilmesinin ana sebebi ise çok ilerici bir motivasyon. Bir varlığın sahip olduğu bilinç miktarının somut olarak ölçülebilmesi. IIT’ye göre, bir sistem ne kadar fazla entegre bilgi işlerse, o kadar yüksek bir bilinç düzeyine sahip olur. Bilinç, birbirine bağlı ve birbirini etkileyen bir dizi süreçten oluşur. Bu süreçlerin entegrasyonu, bilincin temel bir özelliğidir. Bilinç, sadece entegre bilgiyi içerir. Bu, bir sistemin içindeki farklı durumların sayısı ve çeşitliliğiyle ilgilidir.

Yani daha yalın bir şekilde özetlersek, tıpkı benim teorimde iddia ettiğim gibi bilincin çok sayıda bileşenden meydana gelen bir şey olduğunu iddia ediyor teori ve ölçümün de bilinci meydana getiren şeylerin ne kadar birbirine geçme seviyesiyle ölçülebileceğini söylüyor. Bu ölçüm parametresine de “Φ” (phi) değeri demişler. Bu değer karmaşık hesaplamalarla bilinci oluşturan her bir parçaya bir puan verip en son total bir bilinç puanı çıkartıyor. Bu teoriye göre, hayvanlarda, bitkilerde hatta içindeki hareketli nano parçacıklar olması sebebiyle cansız maddelerde bile az da olsa bir bilinç olabilir.

Bu cansız maddelerdeki bilinç meselesi, içinde bulunan kuantum seviyesi hareket sebebiyle benim teorimde de yeri olabilir. Ancak bu bana göre bir toplum bilinci olabilir. Yani taş bilinç sahibi olsa da bu toplum bilinci gibi bir şey olabilir. Ama bu bilinçle aynı şey değildir. Bir şehire veya ülkeye özgü toplumsal bilincin, bireylerin sahip olduğu bilinçlerle arasındaki fark gibi.

Yaklaşım yenilikçi olsa da beraberinde pek çok sorunla birlikte geliyor. Bence bu şekilde sağlıklı bir ölçüm yapmak imkansız. Bir örnek üzerinden gidersek; canlı varlıklarda motor bileşenler bilincin bir parçasıdır. Ancak bu parçalara bir phi puanı vermek istersek bunu yapamayız. Çünkü her canlının motor bileşenleri kendi türüne göre şekillenmiştir ve bu yüzden salt bir puan veremeyiz. Bunu ancak sadece o türün üzerinde çalıştırabileceğimiz bir standart sapma formülü üzerinden başarabiliriz. Ancak o da problemli, aşağılarda değineceğim.

Benim teorimi yazarken bir ölçümden bahsetmedim. Bunun yerine sürekli kendisini çalıştırıp büyüten bir kök işlem kullandım. Ama ölçüm yapmak istesem ve bunu evrensel bağlamda yapmak istesem, bunu bu şekilde yapmazdım. Motor bileşenlerin bilgi işlemeye olan katkılarını ölçerdim. Ne kadar algılayıcıları var, beyinle hangi sıklıkta iletişim halinde vb. Ancak bu yine bir puan vermez bize, sadece ağırlık verir. Yani bu şekilde evrensel bir ölçüm yaratamam.

Benim teorime göre bilinçli varlıklara ait evrensel bir bilinç puanı ölçümü bilgi üretme ve taşıma hacimleri ve hızları ile ölçülebilir.

Bilgi üretme diyorum, çünkü bilginin her taşınması işleminde bilgi yıkıma uğrayıp değiştiği ve ilk bilgiden uzaklaştığı için ortaya benzersiz yeni bir bilgi çıkıyor. Yani her bilgi taşıma işlemi sırasında hem kendi ürettiğimiz yeni bir bilgiyi taşıyoruz, hem de aldığımız başka bir bilgiyi iletiyoruz. Sentez gibi, ama tam olarak sentez denmez buna.

Yani bana göre bilincin fazlalığı ve eksikliği bilinç sahibi olan nesnenin yapısıyla dolaylı yollardan ilgili olabilir. Bakmamız gereken ilk odak, bu varlığın ne kadar bilgi taşıyıp aktarabildiğidir. Daha sonra sahibi olduğu bileşenlerin bu yeteneğine ne kadar etkilediğini ölçmek isteyebiliriz. Ama bu başka konu, bu bilincin kendisini ölçmez. Bilinç sahibi öznenin bu yeteneğini ne kadar desteklediğini ölçebilir ve bu ölçüm tam olarak düzgün çalışmayabilir.

Çünkü insan üzerinden bir örnekleme yaparsak, insanın bilgi işleme ve taşıma yeteneği; bilgiyi taşırken gerçekleştirdiği bilgiyi, bilgiyi isim, sıfat, kavram vb. olgulara sıkıştırıp işleyebildiği için dil ve konuşma yeteneğiyle yüksek oranda ilişkilidir. Şimdi IIT’ye göre dil’e bu yeteneği hakkında bir bilinç puanı vermek istesek, dil muhtemelen, vucudun en yüksek phi puanını alan bileşenlerden birisi olacaktı. Konuşmanın içeriğini ise IIT’ye göre ölçemiyoruz, çünkü sanal bir bileşim. Bu sebeplerden, bence, bilinci oluşturan parçalara bırakın bir bilinç puanı vermeyi, öznesine ait bilincin üzerindeki ağırlığını bile düzgün ölçemeyiz.

Yukarıda bahsettiğim gibi, şayet sağlıklı bir ölçüm yapmak istersek, biraz daha makro bir düzlem üzerinden ilerlemeliyiz. Çünkü bilinç sahibi öznenin taşıdığı ve ilettiği bilgi yüksek doğrulukta ölçebiliriz. Ama bu hacmi yine tam olarak ölçemeyiz. Bir kavram veya olgunun içindeki bilgi hacmini kesin olarak ölçemeyeceğimiz için. Belki de bir yolu bulunur bunun(yani bilgi taşınması sırasında olgu ve kavramlara sıkıştırılan bilginin hacminin ölçümü), o zaman kesinliğe ulaşabiliriz.

Bu şu örneğe benziyor biraz. İki farklı model arabayı ölçerek bir araba puanı çıkaramayız, çünkü iki de model farklı şeylere hizmet eden arabalar olabilir. Ama beygir güçlerini ölçebiliriz. Çünkü bu tüm arabalarda aynıdır.

--

--

Serdar Kuş
Serdar Kuş

Written by Serdar Kuş

Herkes herkesten sorumludur. Olmalıdır!

No responses yet