Bir yanılsama. Pes etmeme motivasyonu

Serdar Kuş
3 min readJul 3, 2022

--

Merhaba. Bu yazımda başarı ve başarı yolunda karşılaştığımız güçlüklerden; bu süreçlerde takındığımızı düşündüğüm negatif bir tavırdan bahsetmek istiyorum. Çünkü istisnasız tüm başarı temalı içeriklerde aynı şeyle karşılaşıyorum, “sakın pes etmeyin!” telkiniyle.

Bu bence çok problemli bir yaklaşım. “Sakın pes etmeyin” telkini başarısızlıkla sonuçlanan deneyimin değerini düşürdüğü gibi, başarı tanımının da sadece sonuç odaklı olarak kalmasını sağlıyor. Bunun sonucunda başarıyı kovalayan özne her başarısız denemede biraz daha baskı altına giriyor. Bunun kaynaklarından birisi de “pes etmemek” kavramının kendisi.

Başarı tanımınız ne kadar yüksekse o kadar yolunuz uzun ve çetin olacaktır. Ancak başarı hazzını sadece hedefinize ulaştığınız ana sıkıştırırsanız bu yolda o kadar fazla acı çekersiniz. Hayır! Bu böyle olmamalıdır. Çünkü acı acıdır ve kendinizi ne kadar da motive etseniz her zaman sizi bir yerlerde kırabilir. Başarı hazzını tüm yola dağıtmanız gerekiyor. Bu sayede başarısız bir deneme sonrasında az da olsa kendinizi rahatlatıp ileri doğru yürümeye devam edebilirsiniz. Bunu da “pes etmemeliyim” diyerek başaramazsınız. “Pes etmemeliyim” diye düşündüğünüz anda, ilgili deneyiminize ait tüm emeklerinizi çöpe atıyorsunuz. Oysa bu deneyiminiz önünüze çıkan bir taş, geride bırakmanız gereken bir atık değildir. Farkında olmasanız da böyle düşünerek yaşadığınız deneyiminize bu vasıfları yüklüyorsunuz. Bu deneyiminiz her ne kadar istediğiniz sonucu vermemiş olsa da sizi bir sonraki hareketinize daha iyi hazırlayacak olan bir tür gübredir(Gübre metaforu çok iyi bir benzetme bence. Çünkü hedefleriniz değişse bile bu deneyiminizin çıktılarını orada da kullanabilirsiniz).Bu değer artık sizindir. Bunun yerine kendinize demeniz gereken şey şu olmalıdır: “Tamam. Bir şey daha denedim, istediğim sonucu alamadım. Bu denemeden sonrakiler için ne gibi malzemeler çıkarabilirim?

Şayet bunu içselleştirebilirseniz, geçmiş deneyimlerinizden -olması gerektiği gibi- yeterince faydalanabilirseniz, onu değerli hale getirebilirseniz başarı yolunda yürürken acılar çekmenize de gerek kalmaz. Mental olarak ne kadar iyi durumda olursanız o kadar hızlı yürürsünüz. Bu anlattığım şeyi kanıksamak o kadar kolay değil, öyle pat diye değiştiremezsiniz bu algınızı. Ama pekala yapabilirsiniz.

Karşılaştığım ikinci hata da, illa sıkı sıkıya sarılmanız gereken bir hedefinizin olması gerekliliği. Ben de aslında bir hedefle yola çıkanlardanım. İnşaatlarda, kömür işleme tesislerinde çalışırken bir şekilde bu lanet hayattan kurtulup beyaz yakalı olmayı hedeflemiştim ve bunu da ilkokul mezunu halimle yapmam gerekiyordu. O kadar uzun zamanım yoktu, ortaokulu bitir liseyi bitir, üniversiteyi kazan, sonra onu da bitir. Uzun iş. O zamanlar yeni yeni duyulan yazılım piyasası dikkatimi çekti ve bu kısıtları bu işte iyi olarak inject edebileceğimi düşündüm. Ayrıca bu sektörün geleceğin mesleği olacağını o günlerden (2002) öngörmüştüm. Bir şekilde bu hedefimi tutturdum ve öngörülerim de doğru çıktı. Ama üst paragraflarda belirttiğim duygusal geliştirmeyi o zamanlar bilmediğim için inanılmaz acılı sancılı bir dönem olmuştu bu süreç. Sonrasında kendime yeni bir hedef belirledim. Bundan sonraki hedeflerim hep çok çalışıp para kazanmak ve Dan Bilzerian gibi bir hayat sürebilmekti. Bu kadar sığ bir kafa (: Ancak bu kez sürekli çakıldım, iyi ki de öyle olmuş. Bu hedefime ulaşmış olsaydım muhtemelen karakter gelişimim & değişimim orada kalacaktı.

Şu an düşündüğüm şeyleri o günkü kendimin bırakın düşünebilmesini, anlatsam bile kafasının basması imkansızdı. Benim kendimle en çok gururlandığım başarım da bu, değişim gelişim hızım.

Şimdi de fikirlerimle bir kelebek etkisi yaratarak dünyayı kurtarmak gibi bir hedefim var(yazı en aşağıda). Öğrendikçe değiştikçe anladım ki, tüm dünya küresel olarak uyum içinde yaşamadığı sürece, diğer kişisel hedeflerin ve başarıların hiçbir önemi yok. Diğer tüm hedefler ancak ucuz bir bencilliğin, bir sığlığın çıktısı olabilir. Hedefimin sonucunu görür müyüm emin değilim. Ancak Dünya yok olmazsa şayet böyle bir değişim yaşayacağına olan inancım tam. Yani bence bugün olmasa bile bir gün birilerine ilham verebileceğim.

Şayet sonuç odaklı bir başarı tanımım olsaydı bu amacım tam anlamıyla çılgınlıktan başka bir şey ifade edemezdi (: Ama şu an durum böyle değil. Çünkü yolun sonundaki ödül kadar yolun kendisi de güzel. Daha güzel bir yolda da yürüyemezdim herhalde.

Son olarak benim reçetem; Bence hedeflerden ziyade çalışmaya, öğrenmeye ve değişime inanın. Çalışırken zevk almasını da öğrenin.

--

--

Serdar Kuş
Serdar Kuş

Written by Serdar Kuş

Herkes herkesten sorumludur. Olmalıdır!

No responses yet