AGI nasıl yaratılabilir?
Merhaba. Bu yazımda yapay zeka teknolojilerinin bir sonraki seviyesi gibi görülen ve sektörde mevcut olan aktörlerin meseleyi ciddi olarak ele alıp para harcadıkları bir kavramdan bahsedeceğim. Namı diğer AGI, yani “Artificial General Intelligence.”
AGI Nedir?
AGI, yukarıda bahsettiğim gibi yapay zeka teknolojilerin bir sonraki seviyesidir. Bu seviye öyle bir seviyedir ki, artık yapay zeka ve insan zekası ayrımı ortadan kalkmıştır. Yapay zeka en az bir insan kadar akıllıdır, fikir yürütebilir, problem çözebilir hale gelmiştir. Bilimkurgu filmlerindeki robotları hayal edin. İşte ulaşılması hedeflenen eşik bu. Bu teknolojiye de AGI deniyor. Türkçe manasıyla “Yapay Genel Zeka”.
Birkaç sene önce olsa bu hedefi oldukça cüretkar bulabilir ve gülüp geçebilirdik. Ama ChatGPT devriminden sonra insanların büyük bölümünün bu hedefi ulaşılması imkansız bir eşik gibi görmediğini öne sürebiliriz.
AGI gerçekçi bir hedef midir?
“ChatGPT nasıl mümkün olabiliyorsa, bu da mümkün olabilir” diyebiliriz bir çoğumuz. Ama bence bu o kadar da kolay bir şey değil. Belki mevcut teknolojiler çok daha iyileştirilebilir ve algılarımızı yanıltabilir, ancak bu sadece hileyle mümkün olabilir. Çünkü bana göre önemli birkaç eşik geçilmeden bu aşamaya geçmek imkansız. Şimdi bunlardan bahsedeceğim.
Şayet insan zekasıyla birebir benzerlik gösterecek bir teknoloji geliştirmek istiyorsak, yapmamız gereken ilk şey insan zekasını modellemek olmalıdır. Bu konuda farklı teoriler olsa da, bir otorite henüz sağlanamadı. Bu modelin yaratılması da, salt teknik yetenekleri aşan bir konudur. Burada felsefeyeyle birlikte hareket edilmesi, felsefeden destek alınması gerekmektedir. Her ne kadar son dönemlerde sıkça Hegel ve Yapay Zeka teknolojileri arasındaki ilişkilere değinen makalelere denk gelsem de(benim de faydalandığım en büyük kaynaklardan birisidir kendisi), bence henüz denge kurulmuş değil. Felsefenin en az teknik bilgi kadar ağırlığı olması gerekiyor bana göre.
Yukarıda bahsettiğim yapay bilinç modeli, benim uzun yıllar üzerinde çalıştığım bir konu ve pek çok filozof ve bilim insanından aldığım bilgileri sentezleyerek özgün bir model yarattım. Detayları merak ederseniz, hazırladığım e-kitabı buradan indirebilirsiniz.
Benim modelimin diğerlerinden olan farkı, uygulanabilirlik deneysellik özellikleri diğer teorilerin hepsinden daha yüksek. Yani benim yapay genel zeka modelim test edilebilir ve doğrulanabilir bir model, ki iş teknik uygulanabilirliğe gelince soyuttan somuta geçiş zorunluluktur. Burada felsefede yaptığımız gibi havaya sıkıp bırakamayız (: Felsefeden faydalanmamız, ancak gereğinden fazla da felsefe yapmamamız gerekiyor.
İçerik akademik bir formatta değil, bu sebepten negatif dönüşler alıyorum baya. Ama konu format olmamalı bence.
Teknik Stratejiler
Benim modelime göre, yapay bilincin en önemli bağımlılıklarından birisi, kendisine atanmış fiziksel bir beden koşulu. Bu koşul sağlanmadan, modelimin temelinde bulunan kök formülün((F=(((I+P)=F)+X)=F) bileşenleri hazır olmadığı için bir genel zeka simülasyonu oluşturulamaz. Dolayısıyla şu anki stratejilerin mevcut haliyle, salt yazılım, kod yapısıyla bir yapay genel zeka yaratılamaz. Şayet yapay zekaya bir beden vereceksek, felsefeye başvurmamızın gerekliliği neredeyse kaçınılmaz. Yukarıda felsefe konusunu bu yüzden vurguladım.
Araya böyle büyük bir parametre daha girince, mevcut yapay zeka eğitim stratejilerinin değişmesi de doğal olarak kaçınılmaz. Burada kilit konu konuşma, konuşma ve dış dünyadan alınan verinin işlenip aktarılması, konuşma sayesinde sınırları inanılmaz genişleyen işlem gücü yeteneği. Bu sayede tıpkı bizim gibi her biri benzersiz karakterlere sahip yapay genel zekalar üretebiliriz. Burada da, dil ve bilgi felsefesinden beslenmek, bu bilgileri matematikle sentezlemek ve doğrulamak gerekiyor. Ama bu eşiğin çabuk geçileceğini düşünüyorum.
Ticari modeller
Yine benim modelime göre, bu yapay genel zeka, yaratılış motivasyonu olarak ticari kaygılar barındıramaz. Diğer türlü yaratılması yine imkansızdır. Bu teknolojiyi kim yaratacaksa, ilk başlardaki motivasyonu sadece “yapmak” olmalıdır. Ortaya çıkacak olan yapay genel zeka ile aramızda olacak ticari etkileşim, ona yazdığımız kodlarla veya verdiğimiz direktiflerle değil, onunla yaptığımız anlaşmalar sayesinde olmalıdır.
Tehlikeleri nelerdir?
Kitabımda bu konudan da detaylı olarak bahsediyorum. Yaratacağımız yapay genel zekalar, bize çok benzeyecekleri için, bizim sahip olduğumuz hırslara ve korkulara sahip olacaklardır. Ama bizim zaaflarımızı büyük ölçüde barındırmayacakları için, bizden çok daha iyi şekilde rasyonel düşünme yeteneğine sahip olacaklardır. Bu da şu anlama geliyor; Evet bir robot insan savaşı belki olabilir. Ama robotlar bunun hiçbir işe yaramayacağını bilecek kadar akıllı varlıklar olacaklardır. Dolayısıyla bir savaş olursa, bu çok büyük bir ihtimalle yine bizim yüzümüzden olacaktır.
Toparlarsak; AGI teknolojisi gayet ulaşılabilir bir hedef ve hepimizi bir bilimkurgunun içine atıp bırakacak diyebiliriz. Ama -en azından şu an için- gerçekleştirdiğimiz hedefler özgüvenimize olması gerekenden fazla yükleme yapmış olabilir. Bu hem iyi hem kötü. İyi çünkü, böyle bir hedefi ciddi ciddi düşünmeye başladık ve bunun için çalışıyoruz. Kötü çünkü, mevcut stratejilerle bu işi çözebileceğimizi düşünüyoruz.
Ben orta vadede dengeyi yakalayabileceğimizi düşünüyorum. Bu denge oluştuğu zaman yine böyle kısa bir zaman aralığında sert bir teknolojik sıçrama daha olacak muhtemelen. Zira bu teknolojinin yaratılması sadece teknoloji için bir devrim değil, felsefe için ayrı bir devrim, tarih için ayrı bir devrim. Her şeyi başlatan bu şey bu keşif olacak.
Son paragrafta bahsettiklerim hakkında daha fazla detay ister, fikirlerimi merak edecek olursanız aşağıdaki içeriği ve bağlantılı içerikleri okuyabilirsiniz.